Mihrac Ural
Kosova acıların ülkesi, o denizlere sınırı olmamanın kefaretini ödeyen talihsizlerin coğrafyası. Kürdistan gibidir bir yanıyla. Denizlere sınırı olmamanın bu yöre insan toplulukları üzerinde oynadığı rol çok dramatiktir.
Küçücük nüfuslarıyla inanılmaz küçüklükteki topraklarıyla denize sınırı olanların tarih içinde kazandıklarına bakılırsa, denizle sınırı olmayanların talihlerine küsmeleri çok doğaldır; ta ki büyük bir çıkar devinin gelip pençesini vurana kadar. Bunun da kefareti malum.
Kosova böylesi bir kefareti ödeyip ödemediği sorunu ise öncelikle Kosova halkının derin derin düşüneceği bir sorundur. Elbette ki tüm insanları bir yanıyla ilgilendirir, ancak kimse ‘denize atılanı neden yılana sarıldı’ diye yermesin. Otursun kendi günahını düşünsün, oynadığı o zalim rolleri bilince çıkartsın!..Ondan sonra kimin kime maşa olup olmadığını sorgulasın.
Kosovalılara hayırlı olsun yeni devletleri diyeceğiz. Haklarıyla, bir biçimde de almasını bildiler. Çektikleri ölüm ve kıyımların yokoluş eşiğine gelmelerin, acımasız, insafsız, ahlaksız hançerlerin yalnızlıkların kara deliklerinden gün ışığına böyle de olsa çıkmak bir başarıdır. ‘Kutlu olsun ‘direnenlerin kazandığı yeni haklara. Bize düşen kendi kaderini çizerken bir ulusun, bir halkın buna saygı göstermek ve kendi acılarımızı, bekleyen taleplerimizi çözümde örnek olarak göstermektir. Örnek almaktır.
Bu satırlar bu saygıyı dile getirmek için kaleme alındı. Bu satırların yazarı tarihi adaletsizliklerde, süper güçlerin dev çıkar çarklarıyla oynadığı role işaret eder. Bu işarette, “Filistin halkının yüz yıllık acılarına neden son verilmiyor, Kürt ulusunun bin yıllık acılarına neden son verilmiyor “diye sorar. Siyasetin meydanlarda değil dev çıkar kulislerinde karara bağlandığını biliriz ve bunun acımasızlığına dayanırız ama hak alma sırasının bir biçimde bölgemizde neden tecelli etmediğini sorgularız. Bunun cevabını bilsek de…Bu blogdan Kosova’nın acılı halkına mutluluk dileğimizi iletiriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder